"Osmanlı Torunuyum Diyenler Fişleniyor mu?"

Osmanlı mirasına sahip çıkan isimlere yönelik sistematik bir karalama kampanyası mı yürütülüyor?

Sultan II. Abdülhamid Han'ın torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu'na yönelik itibarsızlaştırma çabalarının yankıları henüz dinmemişken, bu kez de Nizam-ı Cedid Ocakları Genel Başkanı Nizam Perk hakkında "sahte diploma" ve "evrakta sahtecilik" iddiaları gündeme getirildi.

Bu gelişmeler, "Osmanlı torunuyum" diyen herkesin belirli odaklarca hedef tahtasına mı oturtulduğu sorusunu gündeme taşıdı. Milli ve manevi değerlere bağlı sivil yapılanmaların yaftalanmaya çalışılması, bir tesadüf mü, yoksa bilinçli bir sindirme operasyonu mu?

Kimleri Rahatsız Ediyor?

Tarihi mirasa sahip çıkan, ecdadına sahip çıkan her kişi ya "gerici" ya da "sahtekâr" etiketiyle anılmaya başlandı. Dünün kahraman torunları, bugünün manşetlerine "soruşturmalık" olarak yansıtılıyor. Bu durum, belli bir zihin yapısının hâlâ Osmanlı korkusundan kurtulamadığını mı gösteriyor?

Nizam Perk Hakkındaki İddialar Ne Zaman ve Neden Gündeme Geldi?

Nizam-ı Cedid Ocakları'nın son dönemde gençler arasında artan etkisi, teşkilatın yurt içi ve yurt dışında hızla teşkilatlanması, bazı çevreleri rahatsız etmiş olabilir mi? Kamuoyunda dikkat çeken bu yapının lideri hakkında aniden gündeme getirilen iddiaların zamanlaması, soru işaretlerini artırıyor.

Soruşturma mı, Sinsilik mi?

Elbette hukukun üstünlüğü herkes için geçerli olmalı. Ancak iddiaların daha doğrulanmadan servis edilmesi, kamuoyu nezdinde karalama algısı yaratıyor. Bu durum hem kişisel haklara hem de toplumun inanç ve değerlerine yapılan bir saldırıya dönüşüyor.

Ecdadına Sahip Çıkmak Suç mu Oldu?

Gelinen noktada; "Osmanlı torunuyum" diyen, ecdadını anan, tarihine sahip çıkan herkesin fişlenme, sorgulanma, linç edilme riskiyle karşı karşıya bırakılması, Türkiye'nin geleceği açısından kaygı verici bir tablo çiziyor.

Bu süreçte sağduyu, adalet ve basiret en çok ihtiyaç duyduğumuz kavramlar haline gelmiştir.